NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّزَّاقِ
حَدَّثَنَا
عَقِيلُ بْنُ
مَعْقِلٍ
قَالَ سَمِعْتُ
وَهْبَ بْنَ
مُنَبِّهٍ
يُحَدِّثُ
عَنْ جَابِرِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ
قَالَ سُئِلَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
عَنْ
النُّشْرَةِ
فَقَالَ هُوَ مِنْ
عَمَلِ
الشَّيْطَانِ
Câbir b. Abdullah'dan
rivayet olunduğuna göre;
Rasûlullah (s.a.v.)'e
nuşre (denilen tedavi usulü) sorulmuş da:
"O şeytan
işidir" cevabını vermiş.
İzah:
İbn Mâce, tıb; Ahmed b.
Hanbel, II, 294.
Nuşre: Avnü'l-Ma'bûd
yazarının açıklamasına göre nuşre, kendisini cinlerin çarptığı zannedilen bir
kimseyi tedavi için kullanılan bir nevî okuyup üflemekle yapılan tedavi
usulüdür.
Bu tedavi usulünün
uygulanması neticesinde hastayı rahatsız eden sebeplerin içinden çıkarak önüne
dökülüp neşr olunacağı umulduğu için bu tedavi usulüne "nuşre" ismi
verilmiştir.
Fethu'l-Vedûd yazarı bu
mevzuda şöyle diyor: "Öyle zannederim ki bu tedavi usulü içerisinde
şeytanların isimleri, ya da anlaşılmaz ibareler bulunan bir takım metinleri
hastaya okumaktan ibarettir. Bu bakımdan bu tedavi şeklinin bir nevi sihir
olduğu kabul edilmiş, yapanlar hastanın içinde bulunan hastalığın bu yolla
dökülüp saçılacağına inandıkları için de ona nuşre ismi verilmiştir."
Mevzumuzu teşkil eden
hadis-i şerifte "şeytan işi" olduğu haber verilerek yasaklanan bu
asılsız tedavi yolu İslâmiyyetten önce araplar tarafından kesin sonuç
alınacağına inanılarak uygulanan yaygın bir tedavi yolu idi. İslâmiyet gelince
bunu yasakladı ve yerine Allah'ın izni ve iradesi ile şifalı olabilen bazı
âyetleri ve Nebiin öğrettiği duaları okuyarak tedavi etme yolu getirildi ki
bunu inşallah bu bölümün 18. ve 19. bablarında ayrıntılı olarak anlatacağız.